10-11 Şubat tarihlerinde Paris'te düzenlenen Yapay Zeka Eylem Zirvesi, yapay zekanın uluslararası güvenlik, ekonomi ve yönetişim üzerindeki etkisini tartışmak üzere küresel liderleri, teknoloji endüstrisi yöneticilerini ve bilim insanlarını bir araya getirdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin eş başkanlığını yaptığı zirve, ABD ve Çin gibi ülkelerin yapay zeka hâkimiyeti için yarıştığı bir dönemde gerçekleşti.
Zirvede konuşan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, yapay zekanın, göz açıp kapayıncaya kadar bilim kurgu olmaktan çıkarak dünyada devrim yapan önemli bir güç haline geldiğini söyledi.
Guterres, bu teknolojinin insanların yaşam, çalışma ve iletişim kurma tarzlarını değiştirdiğine, eğitim, sağlık ve tarım sektörlerinde büyük gelişmeler yaşanmasına katkı sağladığına dikkati çekti.
Yapay zekanın, diğer taraftan insanların ortak değerlerini ve temel haklarını zora soktuğunu belirten Guterres, "Yapay zekanın gücü, beraberinde ciddi sorumluluklar getiriyor. Günümüzde bu güç, bir avuç insanın elinde. Bir yandan bazı firma ve ülkeler, eşi benzeri görülmemiş yatırımlarla çılgın bir yarışa girişirken gelişmekte olan ülkelerin çoğu, dışlanmış kalıyor" dedi.
Antonio Guterres, yapay zekayla ilgili kapasitelerin bir yerde toplanmasının jeopolitik ayrışmaların derinleşmesine neden olabileceğini belirtti.
Gelişmiş ve gelişmekte olan devletler arasındaki uçurumun derinleştirilmemesi gerektiğini vurgulayan Guterres, derhal yapay zekaya ilişkin bağımsız uluslararası bir bilim panelinin kurulması çağrısında bulundu.
BM Genel Sekreteri Guterres, panelin, yapay zeka teknolojisine ilişkin riskleri, avantajları ve kapasiteleri anlamanın yanı sıra bu alandaki eksikleri tamamlamaya yardımcı olabileceğini kaydetti.
BM üyelerinin, yapay zekanın yönetimi hakkında küresel bir diyalog kurma konusunda mutabık kaldığını belirten Guterres, bununla beraber, yapay zeka uygulamalarında insan haklarının gözetilmesini sağlayabileceklerini ifade etti.
Guterres, "Yapay zeka, veri merkezlerinden eğitim modellerine kadar daha sürdürülebilir bir gelecek için sürdürülebilir bir enerjiyle çalışmalı" diye konuştu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yaptığı konuşmada, asıl meselenin, yapay zekanın insanlığın hizmetine sunulması olduğunu vurgulayarak "Yeni hesaplama kapasiteleri ve derin ilerlemelerle olağanüstü teknolojik dönüşümü kucaklamak, (onu) yönetmeyi başarmak; yapay zeka ve onun birçok sektördeki yansımaları budur" ifadelerini kullandı.
Uluslararası krizlerin hakim olduğu ancak diyaloğa açık dünya düzeninde yapay zeka alanında da kamu ve özel sektör temsilcileri dahil, tüm aktörlerle işbirliği yapılmasının mümkün olduğunu belirten Macron, bu sayede yapay zeka teknolojisinin "kolektif ilerlemenin" yararına sunulabileceğini kaydetti.
Macron, oturumun kapanış konuşmasında ise dünya çapında 700 civarında katılımcının bulunduğu zirveye katkılarından dolayı devlet başkanlarına, özel sektör temsilcilerine ve sivil toplum kuruluşlarına teşekkür etti.
Hindistan Başbakanı Modi ile eş başkanlığını yaptığı zirve kapsamında "gelecek için bir temel" oluşturacak çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Macron, zirvede yapay zeka alanında birbirinden farklı konularda alınan yüzlerce kararın ve kurulan inisiyatiflerin, bu alandaki zorlukların üstesinden gelmeye izin vereceğini vurguladı.
Yapay zekanın "herkesin katıldığı bir egemenlik konusu" olduğunu dile getiren Macron, Fransa’nın bu alanda 109 milyar avro özel yatırım yapacağını, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'nin de Avrupa genelinde 200 milyar avro özel ve kamu yatırımını duyurduğunu hatırlattı.
Böylesi yapay zeka yatırımlarının bu alanda "Avrupa'nın uyanışına" işaret ettiğini kaydeden Macron, "Nihayetinde yapay zekanın daha iyi anlamaya, kendimizi daha iyi tedavi etmemize, daha iyi çalışmaya ve toplumumuzda daha iyi yaşama izin verdiğine ikna olduk" diye konuştu.
Yapay zeka alanında önemli hususlardan birinin de bu teknolojiye yönelik "güven inşasının" olduğunu dile getiren Macron, "Bu güven, (yapay zekanın) başarısının anahtarı olacak. Bu güveni yıkarsak yapay zeka dünyayı bölecek. Eğer bu güveni yıkarsak sektörler tarafından (yapay zeka) uygulanamayacak" dedi.
Macron; Afrika, Güney Amerika ve Pasifik ülkelerine işaret ederek yapay zeka alanında güven inşası için gerekli olan koşullardan birinin tüm gezegenin yapay zekaya "yasal ve açık" erişimi olduğunu söyledi.
Bir diğer güven koşulunun ise "politik verilerin güçlendirilmesi ve ilerletilmesi" olduğunu kaydeden Macron, "Bizi bir araya getiren bir yapay zekaya ihtiyacımız var" dedi.
Ayrıca Macron, bu teknolojinin özel hayatın gizliliğine saygı gösteren şekilde işletilmesinin de insanlara güven vereceğinin altını çizdi.
Yapay zeka yönetişiminde çok taraflılığın savunulması gerektiğini de ifade eden Macron, zirve kapsamında kurulan Yapay Zeka Koalisyonu ile bu alanda düzenlemeler yapılması yönünde güven unsurlarının güçlendirileceğini kaydetti.
Macron, bu düzenlemelerin yapay zekaya karşı değil, aksine onun ilerlemesi için olacağını vurguladı.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi de, yapay zekanın gelişimiyle ilişkili riskleri yönetmek için kolektif bir uluslararası yönetim sistemi oluşturmanın gerekli olduğunu söyledi.
Modi yaptığı konuşmada, "Yapay zeka siyaseti, ekonomiyi, güvenliği ve toplumlarımızı değiştiriyor. Ancak yapay zeka, insanlığı değiştiren tüm teknolojilerden çok farklı. Çok hızlı gelişiyor. Çıkarlarımızı koruyacak ve riskleri yönetecek bir yönetişim sistemi oluşturmak için uluslararası aşamada birlikte yanıt vermeliyiz" dedi.
Modi’ye göre yönetişim aynı zamanda yapay zekanın geliştirilmesini de içeriyor ve bu teknolojilere evrensel erişimi garanti ediyor, dolayısıyla ülkeler yapay zeka sistemleri etrafında "kaynakları ve yetenekleri çekmeli, güven ve şeffaflık oluşturmak için açık kaynaklı sistemler geliştirmelidir".
Kaynak: RIA Novosti, Anadolu Ajansı, Anadolu Ajansı ve Euronews
