Gazlı ocaklar bakımından uzmanlar, potansiyel sağlık riskleri konusunda uyarıyor

16:2105.05.2024
0
47

Gazla yemek pişiren herkes, bu ocakların avantajlarını saymakla bitiremez: Doğrudan ateş sayesinde hızlı pişirmenin yanı sıra sıcaklık ve alev esnek bir şekilde düzenlenebilir. İndüksiyonlu ocaklarda olduğu gibi özel tencerelere de gerek yoktur. Ayrıca gazlı ocaklarda yemek pişirmek, elektriğe oranla daha ucuzdur.

Bununla birlikte, gazlı ocaklar her zaman tartışma konusudur.

Örneğin, 2026'dan itibaren New York'taki yeni binaların çoğunda yasaklanması öngörülüyor. Bunun ana nedeni, sera gazı emisyonlarını azaltmak. Ancak Stanford Üniversitesi'nden araştırmacıların Science Advances dergisinde yazdıkları gibi, gazlı ocaklar ciddi sağlık riskleri de barındırıyor.

Araştırmacılar, son çalışmalarında özellikle nitrojen dioksit (NO2) üzerine yoğunlaşıyor. Ana kaynağı kara yolu trafiği olan bu gaz, örneğin endüstriyel tesisler, enerji santralleri ve ısıtma sistemleri gibi yanma süreçlerinin bir yan ürünü olarak üretiliyor.

Stanford araştırmacıları, NO2'nin gaz ile yemek pişirirken de üretildiğini ve nitrojen oksit kirliliğinin sadece mutfakla sınırlı olmadığını belirtiyor.

Stanford Doerr Sürdürülebilirlik Okulu'ndan ve gazlı ocaklarla ilgili araştırmanın ana yazarlarından biri olan Profesör Rob Jackson, "Yatak odalarındaki kirletici konsantrasyonlarının, gazlı ocak kullanıldıktan sonraki bir saat içinde sağlık için tehlikeli değerleri aşmasını ve ocak kapatıldıktan sonra saatlerce bu kadar yüksek kalmasını beklemiyordum" diye ifade ediyor.

Gaz ve propan ocaklara maruz kalmanın sadece şef aşçılar ya da mutfaktaki insanlar için bir sorun olmadığını söyleyen Prof. Jackson, "Bu tüm aile için tehlikeli" diyor.

Azot dioksit, aşındırıcı tahriş edici bir gaz; tüm solunum yollarında, özellikle bronşlarda ve alveollerde mukoza dokusuna zarar veriyor. Bu durum nefes darlığı, öksürük veya bronşit ile sonuçlanabilir. Solunum yolu enfeksiyonlarına yatkınlığın artması veya akciğer fonksiyonlarının azalması da sonuçlar arasında.

Özellikle solunum yolu hastalıkları olan kişiler (astımlılar, kronik bronşit hastaları), kalp hastaları ve akciğer fonksiyonlarının gelişiminin bozulabileceği çocuklar bir risk grubu olarak kabul ediliyor.

Çalışmanın yazarları, tam da bu konuda uyarıda bulunuyor: Gaz ve propan ocak ya da sobalarından yayılan kirletici karışımının, ABD'deki çocuklarda mevcut 200 bin kadar astım vakasından sorumlu olabileceğini tahmin ediyorlar. Araştırmacılara göre, bunların dörtte biri tek başına nitrojen dioksite (NO2) bağlanabilir.

Buna ek olarak, evde uzun süreli NO2 maruziyeti nedeniyle yılda 19 bin ölüm olduğunu tahmin ediyorlar. Karşılaştırmak gerekirse, bu rakam ABD'de her yıl pasif sigara içiciliğine bağlı ölümlerin yüzde 40'ına tekabül ediyor.

Ancak araştırma ekibi bunun sadece bir tahmin olduğunu, gazlı ocakların bulunduğu evlerdeki muhtemel kısa süreli patlamalarda aşırı yüksek nitrojen dioksit seviyelerine tekrar tekrar maruz kalmayı hesaba katmadıklarını da vurguluyorlar. Ayrıca bu hesaplama, araçlardan ve elektrik santrallerinden kaynaklanan diğer kirleticilerin de mevcut olduğu açık havada nitrojen dioksitin sağlık üzerindeki etkilerine ilişkin önceki çalışmalara dayanıyor.

Stanford'daki araştırma ekibi, gazlı ocaklar üzerine daha önce de birkaç çalışma yayınladı. Önceki çalışmalarda gazlı ocakların nasıl metan ve kanserojen benzen yaydığı araştırılmıştı. Son çalışma, gazlı ocak emisyonlarının insan sağlığı üzerindeki etkisini anlamada bulmacanın bir başka parçasını oluşturuyor.

Araştırmacılar, bu kez kirleticilerin bir evde ne ölçüde yayıldığını, biriktiğini ve nihayetinde ayrıştığını analiz etti. Evin büyüklüğü bunda önemli bir etken olarak değerlendirildi.

Yeni araştırma sonuçları ayrıca yemeklerin pişirme sırasında çok az nitrojen dioksit saldığını ya da hiç salmadığını ve elektrikli ocakların NO2 üretmediğini doğruluyor. "Sorun, yiyecekte değil yakıtta" diyen Jackson, şu hatırlatmayı da yapıyor: "Elektrikli ocaklar, nitrojen dioksit ya da benzen yaymaz."

Federal Alman Çevre Ajansı (UBA) tarafından yapılan uyarıda ise "Evdeki gazlı ocaklarla yemek pişirmenin ve fırınlamanın, kısa süreli yüksek NO2 seviyelerine yol açabileceği ve bu seviyelerin, odaların havalandırılmasına bağlı olarak hızla tekrar düşeceği" vurgulanıyor. UBA, riskleri azaltmak için şu tavsiyede bulunuyor: "Gazlı ocak monte edilirken, dışarıya egzoz hava kanalı olan bir aspiratör başlığı da takılmalıdır."

Stanford araştırmacıları da mevcutsa bir aspiratör başlığı kullanılmasını, ayrıca kirletici seviyesini azaltmak için düzenli havalandırma yapılmasını öneriyor.

Kaynak: DW Türkçe
Fotoğraf: Ege Telgraf

Yorumlar
Yorum yapmak için lütfen giriş yapın veya kayıt olun